18. yüzyıla gelinceye kadar afyonun öldürücü etkisi biliniyor,
tiryakiliği de görülüyor,
fakat her nedense bağımlılığından söz edilmiyor.
1897 yılında Bayer İlaç Firmasında afyondan analiz edilen ‘Hero in’ adlı ağrı kesici özelliği nedeniyle, morfinin bir türevi olarak üretilen, kanser ve tüberküloz ile savaşlarda yaralanan askerlerin acısını dindirme amaçları nedeniyle uzun yıllar ilaç niyetine yasal olarak kullanılıp ve satılmıştır.
Aslına bakılırsa bu gün dünya piyasasında ağır bağımlılık yapan, ancak bir kısmını hemen sayabildiğim maddelerin büyük çoğunluğu
Ki bunlar (eroin, morfin, kodein, LSD, amfetamin, metamfetamin, extasy, GHB, metadon, suboxon, captogon, crack, meskalin, phencyelidine, barbitüratlart, tranklizanlar ) vs.
Çoğunluğu Avrupa’lı ilaç firmaları ya da kimyagerleri tarafından bulunup piyasaya sürülmüştür.
Oysa ki günümüzde süret-i haktan gibi görünen sömürgeciler günümüze gelinceye kadar geçmişlerine baktığımızda, iki yüzlü davranışlarıyla, her devirde milyonlarca insanı katletmiş, mallarını gasp etmiş, hem insanların hayatlarıyla, sağlıkları ile oynamış hem de onların sırtında çok para kazanmışlardır.
Konumuza dönersek ilaç niyetine satılan ‘Hero in’ adlı maddenin dünya farmakoloji tarihinde bir garip hikayesi var.
Öyle bir hikaye ki, Avrupa ülkelerinin Türkiye Cumhuriyetine ambargo uygulaması tehdidine kadar gidebilen bir hikayesi var.
‘Hero in’ ilk piyasaya sürüldüğünde tüm dünyada mucize ilaç olarak görülüyor,
Ama yan etkileri tam kestirilemeyen bir ilaç.
İlaç kısa sürede Amerika ve Avrupa’da giderek bir bağımlılar ordusu yaratıyor.
‘Hero in’ le toplumumuz Osmanlı döneminde tanışıyor.
‘Hero in’ adı bizde isim olarak eroine dönüşüyor.
Ve o vakitler, dünyanın en kaliteli afyonu Anadolu’da yetiştiriliyor.
Tüm vilayetlerde düzenli afyon ekimi yapılabiliyor.
I.Dünya savaşı öncesi eroinin bağımlılık yapan ağır sonuçları görülmeye başlanmış.
Bunun sonucu olarak tüm dünyada afyon ve afyon ürünlerine karşı sert bir kampanya yürütülüyor.
Diğer taraftan o dönemde afyon üzerinde büyük rant sağlayan ülkeler, bu kampanyaları yalanlıyor ve gereksiz buluyor.
Örneğin İngiltere, afyon üretiminin sınırlandırılmasını onaylarken, ticaretinin sınırlandırılması konusunda büyük direnç gösteriyordu.
İngilizler neden böyle davranıyorlar?
Onun için İngiltere’nin afyon ticareti ile llgili emperyalist sömürgeci geçmişlerine bakmamız lazım.
İngiltere afyon ve afyon ürünlerini kendi menfaatleri doğrultusunda çok iyi kullanıyorlardı.
Krallıktan imparatorluğa geçiyorlar
Afyon onlara hem kazanç elde etme, hem de sömürgelerini kontrol etmede kolaylık sağlıyordu.
Yeri gelmişken anlatmak lazım.
Çin ile Batılı sömürgeci ülkeler arasındaki ilk çatışma Afyon savaşıdır.
Bu savaşların temel sebebi afyon ticareti olduğunda, savaş tarihine Afyon savaşları olarak geçer.
Tarihte bilinen en önemli afyon savaşları; Çin ile Batılı sömürgeci ülkeler arasındaki ilk çatışma 1841 ve 1857 Afyon savaşlarıdır.
Bu savaşların temel sebebi afyon ticaretiydi.
İngiliz tüccarlar o dönem sömürgesi altında bulunan Hindistan’dan elde ettiği afyonu Çin’e sokuyorlardı.
Çin, İngilizler için devasa bir afyon pazarıydı.
Çin’de yaygın bir afyon kullanımı yayılmaya başlayınca, Çin hükümeti afyon ticaretini yasaklayarak sıkı tedbirler aldı.
İngilizler ”serbest ticaretimizi engelliyorsunuz” diye Çin’e savaş açtı.
Bu savaşta 100 milyondan fazla Çin’linin öldürüldüğü yazılıyor. .
Çin, İngilizler için bir afyon pazarı idi..
Çin’de toplum olarak afyon kullanım alışkanlığı yayılmaya başlayınca,
Çin hükümeti afyon ticaretini yasaklayarak sıkı önlemler aldı.
İngiliz yetkililer, sorunun temelinde yatan afyon işini bir kenara bırakıp, onlara göre bu yasaklama ‘uygar’ ilkelerinin yücesi olan ticaret serbestisinin engellendiğini ileri sürerek tepkide bulununca, 1839 yılında Çin hükümetinin İngiliz tüccarlarının gerçekleştirdiği yasa dışı afyon ticaretini durdurma girişiminin yarattığı anlaşmazlık sonucu afyon savaşı patlak verdi.
1.Afyon savaşı sonucunda 1842 yılında Nanking 1843 imzalanan ek anlaşmalarla,
Çin önemli miktarda savaş tazminatı ödedi, önemli miktarda ticaret ve yerleşim limanlarını İngilizlere bıraktı.
Bu anlaşmanın en önemli noktası Hong Kong’un İngiltere’ye verilmesidir.
Bu anlaşma ile İngilter’ye boyun eğen Çin,1844 yılında ABD ve Fransa’ya benzeri imtiyazlar verdi.
Bunlarla yetinmeyen sömürgeciler, 1857 yılında Fransa, İngiltere’nin yanında 2.Afyon savaşına girdi.
İmtiyaz ve sömürülerini daha da artırdılar.
ABD, İngiltere, Fransa ilaveten Japonya’nın Çin üzerindeki yoğun sömürgecilikleri 1949 yılına kadar sürdü.
Burada maksadım Çin’i anlatmak değil, emperyalist sömürü çarkının afyon ticareti üzerinde nasıl işlediğini anlatmaktır.
Çin halkı afyon gereksinimi karşılığında altın ve gümüş ödüyor.
Bu durum Çin ekonomisini olumsuz etkilemekle birlikte savaşların temelinde yatan sebeplerden biri olarak ortaya çıkıyor.
Konuya farklı bir bakış açısı getirmek için 1873 yılında Jardine Matheson firması tarafından kurulan Rio Tinto’dan bahsetmek gerekir.
Bu şirketteki en büyük hisse Rothschild ailesine aittir ve şirkette İngiliz Kraliyet ailesinin de hissesi bulunmaktadır.
Jardine Matheson firmasının afyon ticaretinden kazanılan parası ile kurulan Rio Tinto, bugün dünyanın en büyük maden firması olup, tek başına dünya maden üretiminin %12,5’lik payı ile birinci sıradadır.
Çoğu insanın kafasında bir soru vardır;
Milyonlarca insanı uyuşturan, milyonlarca insanın ölümlerine sebep olan uyuşturucu ve bağımlılık oluşturan maddelerin kullanılması, satılması, pazarlanması neden engellenemiyor?
Koca bir soru?
Bence durumun bir kaç sebebi vardır.
Fakat en önemli birinci sebebi bağımlılık yapıcı etkisi,
İkinci sebebi ise bazı çıkar çevrelerinin afyon ticaretinde geçmişte olduğu gibi bugünde büyük oranda rant sağlıyor olmalarıdır.
Bu rant çoğu zaman ekonomik olduğu kadar bazen de siyasi olabilmektedir.
Ayrıca bu rantı sağlayanlar genelde organize suç örgütleri ve terör örgütleri olmaktadır.
Fakat Afyon savaşlarında olduğu gibi bazı devlet örgütleri ya da devletlerin paravan örgütleri olabilmektedir.
Bazı ülkelerde organize suç örgütlerinin ya da mafya tipi yapılanmaların devletin içine sızdığını, hatta devletleri kontrol ettiği de biliniyor.
Afyon bizim tarihimizin de bir parçası olmuştur.
Bu gelincik ya da lale görünümlü rengarenk bitki, çorak İç Anadolu toprağına yoksul köylülerinin, bin yıl yaşama tutunabilmelerini sağlamış, sapıyla, samanıyla, yağıyla ve öz sütü ile.insanımıza hayat vermiştir.
1973 yılında ABD’nin dayatması ile yasaklamalar, kısıtlamalar köylünün geçim kaynağını elinde aldığının hikayesini hepimiz biliyoruz.
Sonuç olarak bu kadar çok büyük paraların döndüğü bu ticarette devletlerin kısmen de olsa kontrollerinin olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek.
Dolayısıyla devletlerin ve çıkar amaçlı suç örgütlerinin rant sağladığı bu acımasız savaştan yara almadan kurtulmak çok zor görünmektedir.