Alkol kullanım bozukluklarının nedenlerini üç boyutta değerlendirmek gerekir; psikolojik, sosyolojik, biyolojik boyutta ele alınabilir.
- Gergin bir sosyal ortamda ya da zorlu bir günün ardından alınan düşük dozda alkolün, kişilerin kendilerini iyi hissetmelerine, ve ilişkilerinde rahatlamaya yol açtığı bilinmektedir. Aşırı katı ve baskıcı üst benlikleri olan kişiler, alkolü bilinç dışı gerginliklerini azaltmak için içerler. Kişi alkol alarak gerçeğin kısıtlamalarından kurtulur. Katı üst benliğini alkolle yumuşatarak sıkıntı, korku ve bunalımdan sıyrılmaya çalışır.
- Bazı olaylarda alkol (self-medikasyon olarak) anksiyete, depresyon ya da psikozu yatıştırıcı olarak kullanılmaktadır.
- Alkol bağımlılarının kişilik özellikleri, genel olarak bağımlı, utangaç, yalnızlığa eğilimli, bunaltısı yoğun, engellenmeye dayanma güçü düşük, ürkek, gergin, eyleme vuruk, aşırı duyarlı ve cinsel dürtülerini bastırmış kişiler olarak tanımlanırlar. Anti sosyal kişilik özelliklerinin alkol bağımlılarında daha sık olduğu bilinmektedir.
- Davranış bilimciler sürekli alkol almayı bozuk bir davranış olarak görürler. Alkol alımının gerginliği azaltan, rahatlatan özellikleri gibi olumlu pekiştirici yanları ile alkol alımından sonra bu davranışın sürmesine katkıda bulunur. Kişiler sıkıntı ve sorunlarla baş etmede zorlukları olduğunda alkole yönelirler ya da aldıkları alkol miktarını artırırlar.
- Aile büyükleri ve akrabaların içme alışkanlıkları kişilerin içme davranışını etkiler.
- Gelenek ve töreleri alkolü onaylamayan toplumlarda alkolizm oranı düşüktür. Kimi iş kollarında ve çalışma ortamlarında-otel, içkili lokanta, bar, pavyon, yurtlar, gemiler vb. çalışan kişilerde alkollü içki tüketimi daha yüksektir. Alkolün kolay ve ucuz elde edilebilirliği de önemli bir etkendir.
- Alkoliklerde görülen fizyolojik ayrılıkların alkolizmin nedeni mi olduğu, yoksa kötü beslenme, fazla miktarda alkol alımı ve aşırı zorlarla dolu bir yaşam biçiminden mi kaynaklandığı kesin olarak bilinememektedir.
- Alkolün santral sinir sisteminde endojen opioid sistemle etkileştiği, opiyat benzeri maddeler oluşturduğu ve bağımlılığın bunlar aracılığı ile geliştiği düşünülmektedir.