Oruç tutmanın tüm din ve mezheplerde farz olması tesadüfü bir durum değildir.
Bilimsel araştırmalar şunu gösteriyor, düzenli kısa oruçlar metabolizmanızı yeniden gençleştirmenin en iyi yoludur.
Oruçla birlikte bedeniniz yavaş yavaş yağ dokusundan kurtulacak ve yiyecekleri siz gençken sindirdiği şekilde sindirmeye başlayacaktır.
Oruç tutmanın beden ağırlığınızı azaltmanın yanı sıra, bir başka önemli yararı daha vardır. Bedeninize yiyecek girmediği zaman kendi kaynaklarına yönelerek besin arar. İlkin işlevini yerine getirmesine müdahale eden şeyleri tüketir; hasta hücreler, yumrular, şişlikler vs. Bir başka deyişle, beden kendi hastalıklarını yer bitirir. Oruç tutmak yağlardan kurtulmamızı ve aynı zamanda zihnimizi ve ruhumuzu temizlememizi sağlar.
Yalnız oruç tutmakla yiyecek yoksunluğu arasında büyük bir psikolojik ayırım vardır.
Yiyecek yoksunluğu bedenimize besin sağlanmasında ani ve beklenmedik bir kesinti demektir. Yiyecek yoksunluğu bedenimiz için bir çarpışma veya tufan kadar beklenmedik bir şeydir. Bedenimiz yiyecek yoksunluğu nedeniyle ağırlığının yüzde 20’sini kaybettiğinde kendi dokularıyla beslenmeye başlar. Bu süreç hem fiziksel hem de psikolojik sağlığımız üzerinde yıkıcı etkiler yapar. Yiyecek yoksunluğuna korku ve belirsizlik eşlik eder. Bu iki duygu, bağışıklık tepkilerini tetiklemekten sorumlu endorfinleri bloke ederek bağışıklık sistemimizi devre dışı bırakır. Beden savunmasız, zayıf ve enfeksiyonlarla savaşma yeteneğinden yoksun kalır.
Oysa oruç tutmak ise bedenimizde farklı etkilere neden olur. Oruç tutmak eylemi tamamen bilinçli, üzerinde iyice düşünülmüş ve iyi planlanmış, öncesinde psikolojik bir hazırlık sürecinin bulunduğu, yiyecek alımını belli bir süre durdurma eylemidir.
Oruç iki türlü tutulabilir:
Sınırlı Oruç- Protein ve hayvansal yağları beslenme rejiminde çıkararak, yalnızca meyve ve sebzeyle beslenmek.
Tam Oruç- Su ve uygun miktarlardaki maden suyu dışında bütün yiyecek ve içecek alımını kesmek. Bu oruç, sağlığımız üzerinde en yararlı etkileri yapan türdür.
Tam oruç tuttuğumuz zaman, 24-36 saat sonra, beden kendi içinden beslenmeye başlar.
Oruç tutmakta olan bir insan sakindir. Beden hiyerarşik bir sisteme dayalı kararlar verebilecek durumdadır; kendi artıklarıyla beslenmeye başlar. Hastalık yapıcı bakteriler, kemik ve eklemlerde birikmiş tuzlar, her türlü kist ve yumrular, kanserli hücreler vb. Bu doğanın bedeni toksinlerden etkili ve basit bir şekilde temizlenmesi için tasarlanmış doğal şifa verici yöntemlerine müthiş bir örnektir.
Oruç tutmanın (yiyecek yoksunluğunun tersine) en büyük yararı, bedenimizi ve zihnimizi temizlemesidir.
Bazı insanlar yiyecek alımını durdurduktan sekiz ile on saat sonra yorgunluk, bulantı ve baş ağrıları hissederler.
Bunun nedeni, oruç esnasında beden kendi toksinleriyle beslenir ve bu toksinleri iyi kaliteli besin olarak adlandırmak zordur. Kanımız kalın bağırsağımızda bulunan toksin bileşikleri alır ve bedenin her yerine taşır. Yorgunluk ve baş ağrısı bu taşınan toksin bileşiklerdendir, kısaca kendi kendini zehirlemenin sonuçlarıdır.
Peki bedenimizdeki toksinleri hızla uzaklaştırmasını nasıl sağlayabiliriz? Bir lavman yaparak bunu hızlandırabiliriz.
Oruç tutmaya lavman yaparak başlayan insanlar asla yorgunluk hissetmemekte ve nadiren baş ağrısından yakınmaktadırlar.