Sizce çağların en önemli sırrı nedir?
Atom enerjisinin sırrı mı?
Nötron bombası mı?
Gezegenler arası yolculuk mu?
İnternet mi?
Hayır hiçbiri değil.
Bu sır, kendi bilinçaltınızın içinde, mucizeler yaratan, bilinçaltınızın müthiş gücüdür.
Bilinçaltınızın muazzam bir gücü vardır. Size ilham verir, rehberlik eder, hafıza deponuzdaki isimleri, olguları ve manzaraları ortaya çıkarır. Bilinçaltınız kalp atışlarınızı başlatmıştır, kan dolaşımınızı denetler, sindiriminizi düzenler, özümseme ve temizleme işlevi görür. Bir lokma ekmek yediğinizde bilinçaltınız bunu dokulara, kaslara, kemiklere ve kana gönderir. Bu işlemler dünya üzerinde yaşamış olan en bilge kişiyi bile aşar. Bilinçaltınız bedeninizin bütün hayati fonksiyonlarını ve işlemlerini denetler ve bütün soruların cevabını bilir.
Bilinçaltınız asla uyumaz, asla dinlenmez. Her zaman iş başındadır. Başarmayı istediğiniz belli bir şeyi uyumadan az önce açık ve net bir biçimde bilinçaltı zihninize aktarırsanız onun mucizeler yaratan gücünü görebilirsiniz.
Kendi içinizde taşıdığınız böyle bir gücü fark etmek sizi çok sevindirecektir, böylece rahatlayacak ve istediğiniz sonuca ulaşacaksınız. O halde burada, dünyayı döndüren, gezegenleri yörüngelerinde çeviren ve güneşin parlamasını sağlayan güçle sizi temasa geçiren bir bilgelik ve güç kaynağı vardır.
Bilinçaltınız ideallerinizin, hedeflerinizin ve fedakarlık dürtülerinizin kaynağıdır. Bilinçaltınıza hangi düşünceyi, inancı, görüşü, teoriyi ya da dogmayı yazarsanız, kazırsanız ya da sokarsanız, koşulların, durumların ve olayların nesnel görüntülerini yaşayacaksınız.
Yaşama açılan iki yön vardır: nesnel ve öznel, görünen ve de görünmeyen, düşünce ve onun somut ortaya çıkışı.
Düşünceleriniz, bilinçli akıl yürüten zihin olan beyniniz tarafından alınır. Bilinçli ya da objektif zihniniz o düşünceyi tam olarak içeri kabul ettiğinde, hemen bilinçaltına gönderir ve o düşünce burada yani bilinçaltında, yaşayacağınız bir deneyim olarak canlanır.
Bilinçaltınız asla tartışmaz. Ona neyi verirseniz, ona neyi yüklerseniz ona göre hareket eder. Bir kişi gün boyunca ne düşünüyorsa, o insan odur.
Bilinçaltınıza soktuğunuz her şey, bilinçaltınız tarafından gerçekleştirilecektir. Bu nedenle, onu doğru düşüncelerle ve yapıcı fikirlerle doldurmalısınız.
Dünyada bu kadar karışıklık ve sefaletin olmasının nedeni insanların bilinç ve bilinçaltlarının karşılıklı etkileşimlerini bilmemelerindendir. Bu iki ilke birbiriyle uyumlu, birbirini tamamlayacak şekilde ve eş zamanlı çalıştığında sağlık, mutluluk, huzur ve neşeye kavuşacaksınız. Bilinç ve bilinçaltı birlikte uyumlu ve huzurlu çalışırsa ne bir hastalık ne de dengesizlik olacaktır.
Doğanın neresine bakarsanız bakın etki ve tepki, durma ve hareket yasasını görebilirsiniz. Bu ikisi dengelendiği sürece uyum asla bozulmayacaktır.
Kafanıza soktuğunuz olumsuz düşüncelerle kendinizi yaralarsınız. Sinirlendiğinizde, korktuğunuzda, kıskandığınızda ve intikam duyguları içinde olduğunuzda az mı yaralanmışınızdır? Bunlar bilinçaltınıza soktuğunuz zehirlerdir.
Sizler bu olumsuz duygularla doğmadınız.
Uyanıkken ya da uyurken, bilinçaltınız bitmez tükenmez hareketliliğiyle bilinçli zihninizin yardımı olmadan bedeninizin hayati fonksiyonlarını yürütür. Siz uyurken kalbiniz belli bir ritimle atmaya devam eder, akciğerleriniz dinlenmez, soluk alıp vermeyi sürdürürsünüz, bu arada kan temiz havayı emer, her şey tıpkı uyanıkken olduğu gibi devam eder. Bilinçaltınız sindirim sürecini ve hormonal değişimleri kadar bedeninizin diğer gizemli işlevlerini de yerine getirir. Gözleriniz, kulaklarınız, cildiniz ve diğer duyu organlarınız uyurken de aktiftir. Örneğin, büyük bilim insanlarının çoğu en şaşırtıcı problemlerinin cevaplarını uykularında bulmuşlardır. Pek çok sorunun cevabını rüyaları aracılığıyla almışlardır.
Bilinçli zihniniz çoğu zaman, endişe, tasa, korku ve depresyon nedeniyle kalbinizin normal ritmine, akciğerlerinize, midenizin ve bağırsaklarınızın fonksiyonlarına müdahale eder.Bu düşünce modelleri bilinçaltınızın ahenkli çalışma düzenini bozar. Zihinsel olarak rahatsız olduğunuz zaman, izlenecek en iyi yol gevşemek ve düşünce süreçlerinizin çarklarını durdurmaktır. Bilinçaltınızla konuşun ve ona huzur, uyum ve özdoğaya uymasını söyleyin. Bedeninizin bütün fonksiyonlarının yeniden normale döndüğünü göreceksiniz.