Madde bağımlılığının tedavisinde 2 alan vardır;
- Acil tedavileri, entoksikasyon ve kesilme septomlarının tedavisi,
- Uzun süreli bağımlılığı giderme, nükseleri önleme tedavisi.
Madde bağımlılığı kronik bir beyin hastalığıdır. Bağımlılık tedavisinin ilk koşulu, hastanın tedavi gereksimini, madde kullanımının kişinin hayatı üzerindeki olumsuz etkilerini kabul etmesidir. Bağımlılık uzun süreli bir tedavi gerektirir. Kişi maddeyi bıraktıktan uzun süre sonra bile tekrar başlayabilir. Uygun tedavi çevresi oluşmak ve bunun kalıcı olmasını sağlamak olmazsa olmaz bir durumdur. Dolayısıyla madde bağımlılığı tedavisinde adım adım gelişen bir seyir takip etmek gerekir.
Kliniğimizde, geliştirdiğimiz tedavi programları ile ayakta tedavi ediyoruz. Ayakta tedavinin bazı faydaları var. Bazı hastane kliniklerinde yüzlerce bağımlının bir arada olmasının fayda getirmediğine inanıyorum. Bu kliniklerde hastalar arasında bütün gün madde ve madde hikayeleri anlatılır, yeni bağımlı arkadaşlar edinilir, farklı semt ve şehirlerde kişilerle ilişkileri ve şebekeler oluşturulur. Tedavi amacıyla ve çok iyi niyetlerle de gidilse bu durumun kaçınılmaz olarak risk yarattığını değerlendirmek gerekir. Bu kliniklere hasta görümü altında yeni müşteri edinmek için satıcıların yattığını biliyoruz. Var olduğu aile ve ev yaşamı içinde maddeden uzak kalmayı öğrenir. Kliniğimizde hastanın durumu ayrıntılı bir biçimde incelenir ve değerlendirilir. ilk olarak kesilme sendromlarının yani fiziksel şikayetlerinin ortadan kalkması için 10-15 günlük yoğun bir tedavi uygulanır.
Bir sonraki aşama daha uzun ve zorlu bir süreçtir. Bu alışkanlığa karşı tedavi sürecidir ki, bağımlıların eski ortam ve çevrelerinden uzaklaşmaları, mutlaka madde kullanma ortamlarının dışına çıkması gerekir. Çok uzun bir dönemi kapsar.
Uzun tedavi dönemleri bittikten sonra bile yeniden başlama riski ortadan kalkmıyor ve bu potansiyel tehlike yıllarca devam eder. Bağımlılar için yaşamları boyunca sürekli dikkat ve özen gerektirir.