OBSESİF-KOMPULSİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU
OKB kişinin istemediği ve tekrarlanan düşünceler, hisler, fikirler, takıntılar veya bir davranışı yapmaya doğru sürülmek. Sıklıkla kişi, obsesif (saplantılı) düşüncelerinden kurtulmak için bir kompulsif (zorlayıcı) davranışı uygulamak durumundadır. Ancak bu sadece geçici bir ferahlık sağlamaktadır. Obsesif (saplantılı) ritüelleri yapmamak anksiyete (endişe)’yi yükseltebilir.
Hasta her şeyi, en iyi ve en kusursuz bir biçime yapmak ister. Kendisinin ya da başkasının yaptığı bir işi kolay beğenmez. Bu nedenle başladığı bir işi defalarca bozup yeniden başlayabilir. İnce eleyip sık dokur. Ayrıntılar üzerinde çok fazla durur, kılı kırk yapar. Kısa zamanda bitirebileceği saatlerce uzatır. Bu yüzden hiç bir işi zamanında yetiştiremez. zamanını iyi kullanamaz. Önemsiz ayrıntılarla çok zaman kaybeder. Düzene ve sıraya çok önem verir. Sanki iş bitirmek değil, düzeni ve sırayı korumaktır. Doğru yapamayacaklarını düşündüğü için işleri başkalarına bırakamaz. Her işi kendi yapmaya kalkar.
Zamanlarının büyük bölümünü iş başında geçirirler. Hastanın geç vakitlere kadar iş başında kaldığı sık görülür, Ailelerine, dinlenmeye ve eğlenceye zaman ayırmazlar. Kuralcıdır. Her şeyin kuralına uygun olmasını ister. Kuralların ruhuna değil lafzına önem verir.
Antisosyal kişilik bozukluğunun tam tersine ahlak kurallarına aşırı bağlıdır. Güçlü bir sorumluluk duygusu içindedir. Ahlaki konularda aşırı katı, dürüst ve tutucudur. Kolay karar veremez. Bir seçim yapması ya da karar vermesi gerekse, uzun uzun tereddüt eder. Sık karar değiştirir. Önemli kararları erteler.
Başka bir özellik cimriliktir. Parasını harcayamaz, para gelecekte ortaya çıkabilecek felaketler için biriktirilmesi gereken bir şey olarak görür.
Eski eşyaları atamaz, yıllarca biriktirir (koleksiyonculuk). Çıkarı yoksa başka insanlara ikramda bulunmaz.
Çekingen, paranoid ya da pasif-agresif kişilik özellikleri ile birlikte bulunabilir.
Obsesif (takıntılı) düşünce;
Hastanın aklına tekrar tekrar gelen, fikirler, imajlar ya da dürtü (iç-tepki) “Kalıplaşmış formlar”: Bunların çoğu genelde gereksiz ve negatiftir. Kişi çoğu kez yapmamayı dener ama genellikle başarısız olur ve tahammül etmeye çalışır. Bunlar, ne var ki, hastanın kendi tanınmış düşünceleri gibi kabul görür, hatta istemsiz ve sıklıkla anlamsız gelmektedir.
Kompulsif (zorlantı) davranış veya ritüel;
Tekrar tekrar yapılan, kalıplaşmış, ne hoşlanılan-zevk alınan ne de doğal olarak sonuçları olması gereken işe yarayacak tutum ve davranışlardır. Bunların işlevi, hastanın belki aksi hali gerçekleştireceğinden endişe duyduğu, bazı ‘objektif’ bir şekilde kuşku duyduğu olayları engellemek, sıklıkla ilgili şeye zarar veren veya hastanın neden olduğu durumlardır. Genellikle hastanın da kabul gördüğü bu tekrarlanmaya devam eden bastırılması güç davranışlar, amaçsız ve etkisiz karşı koymalarıdır. Anksiyete (endişe) neredeyse değişmeksizin mevcut durumdadır. Eğer kompulsif (zorlayıcı) davranış veya ritüeller direnmeye devam ederse anksiyete daha kötüye gider.
Etyoloji,
Psikanalitik kuramın 20. yüzyıl başında ortaya attığı görüşe göre, katı tuvalet eğitimi gibi anal döneme saplanmaya yol açan etkenler, titizlik, inatçılık ve düzenlilik gibi karakter hatlarının gelişmesine neden olabilir. Bu görüş, arada geçen zaman içinde gücünü bir miktar yitirmişse de, OKB vakalarının bir bölümünde görülen tuvalet ritüelleri bu görüşü destekler gibidir.
Kompulsif kişilik özelliklerinin, monozigot ikizlerde, dizigot ikizlere kıyasla daha fazla birlikte görüldüğü bildirilmiştir. OKB olan hastaların ailelerinde depresyon ve diğer C kümesi kişilik bozuklukları daha sık görülür.
OKB prevalansının genel popülasyonda % 1, psikiyatrik hastalar arasında ise %3-10 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Erkeklerde iki misli daha fazla görülür.