İnsanlar, çeşitli sağlık sorunları yaşar, kısmende olsa zaman zaman bunalıma girebilir. Ne ve kim olursanız olun bu insanın doğasında vardır. Bunalım, depresif ya da depresyon çok çeşitli psiko sosyal ve biyolojik faktörlerden kaynaklanabilir.
Bu sorunları yaşarken sebep ve sonuçlarını tekrarlayıcı bir şekilde düşünerek problemlerimizi tekrar tekrar gözümüzde canlandırmak, sorunlarımızı yeniden hatırlamak ve kafamızı sürekli yaşadığımız istenmeyen olaylarla meşgul etmek sağlığımız açısında oldukça zararlıdır,
Bu duruma psikolojide ruminasyon adı veriliyor.
Ruminasyon, kişinin içinde bulunduğu duygu durumunun semptomlarını, olası nedenlerini ya da sonuçlarını sürekli ve ısrarlı düşünmesi, sorunu çözmek için harekete geçmemesi olarak tanımlanabilir.
Genel olarak olumsuz tekrarlı düşüncelerle karakterize olan ruminasyon, uzun süreli depresif dönemler, iyileşme sürecinde geçikmeler, intihar düşünceleri, problem çözme becerisindeki bozulma ilişkisi olduğu bilinmektedir.
Çoğu kişi, kısmende olsa zaman zaman bunalıma girer ve bir kaç saat ya da gün içinde geçer. Ancak bazı kişiler için bu hafif epizodlar ilerledikçe daha şiddetli hale gelir ve günlerce, haftalarca hatta aylarca sürer.
Ruminatif yatkınlıkları olan kişilerin depresif duygu durumundan yakınma olasılığı daha fazladır. Ruminatif kişiler yaşamlarını değerlendirdiklerinde, olumsuz anılarını daha sık zihinlerine getirmekte, yaşamlarının büyük çoğunluğunun olumsuz olaylarla dolu olduklarını düşünmekte, başarılarını küçümseme, hatalarını genelleştirme gibi kötümser yanlı, çarpıtılmış yorumlari daha fazla kullanmaktadırlar.
Depresif duygu durumuna verilen ruminatif tepkilerin, depresif duygu durumunun şiddetini ve süre genliğini arttırdığı düşünülmektedir. Aksine, kişinin duygu durumlarında farklı yöne odaklanması depresif belirtilerin hafiflemesiyle ilişkilendirilmektedir.
Bu durumu bir örnekle anlatmak istiyorum. Farz edin ki, kentin iki farklı noktasında sabah uyandıklarında kendilerini mutsuz, aşırı halsiz, yorgun, motivasyonsuz ve genel olarak depresif hisseden A ve B adında iki kişiyi düşünelim. A kişi sabah yapılacak tüm işlerini iptal eder, evden çıkmaz, köşesine çekilir. ”Neden böyle hissettiğini merak eder”, ”Kendimi çökmüş hissediyorum”, ”Yine aynı şeyleri yaşayacağım”, ”Yaşamaktan bıktım” diye düşünmektedir. Depresif ruh haline pasif-ruminatif tepki vermektedir.
Bunun yanı sıra B kişi işine gider, günlük işlerine yoğunlaşır ve depresif ruh haline dağıtıcı tepki göstermeye karar verir.
Burada yaşanan durum belirtmektedir ki, aktif yaşamaya, işine devam eden B kişi depresif ruh halinde daha çabuk kurtulurken, depresif ruh haline pasif-ruminatif tepki ile meşgul olan A kişi uzun bir süre depresif olarak kalacaktır.
Depresif ruh hallerine dikkat dağıtıcı (distraktif) tepkiler veren kişilerin bu durumlarından daha erken kurtulurken, depresif ruh hallerine ruminatif tepki veren kişilerin depresif ruh durumlarında uzama ve artma yaşandığı ileri sürülmektedir.
Birinin kendini her şeyden soyutlaması ile nasıl hissettiği hakkında günlük yazması veya başkalarına defalarca nasıl kötü hissettiğini anlatması depresyona verilen ruminatif bir tepkidir.
Bireylerin tedavi amaçlı, kendi depresif semptomlarının üzerine odaklanabilir. Ancak Tepki Stilleri Kuramına göre, ruminatif düşünce kişiyi daha depresif biri haline sokacaktır.
Bunun aksine ise, dikkat dağıtıcı (distraktif) tepkiler kişinin depresyon semptomlarını aklında çıkaran düşünce süreçleri ve davranışlardır.
Kişilerin negatif bilgileri hatırlama ve olaylar hakkında negatif çıkarımlarda bulunma olasılığının arttığı durumlarda depresif ruh hali ortaya çıkar.
Ruminatif kişiler, kaderci düşünmeyi ve olaylara olumsuz bakmayı sağlayarak problem çözme mekanizmalarını zayıflatmaktadır. Dolayısıyla dikkat, konsantrasyon ve araçsal davranışların devreye girmesi engellenir.
Ruminasyonun kronik olarak kullanımının kişide, sosyal destek kaybına neden olduğunu ve bu kaybında depresyonun körüklenmesine yol açtığı, yine ruminasyon depresyon için yalnızca bir tetikleyici değil, aynı zamanda sürdürücü bir faktör olduğu bilinmektedir.
Ruminasyonu fazla yapanlarda, alkol ve madde kötüye kullanımının daha sık olduğu gözlenmiştir.
Ne yapmalı?
Anlaşılıyor ki,ne kadar ruminasyon yaparsanız o kadar negatif düşünce döngüsüne girersiniz. Düşünce alışkanlıklarınızı farkedin ve negatif düşüncelerin zihninizde canlandığı zamanlara tüm dikkatinizi verin. Böylece düşündüğünüzün ”farkına vardığınızda” o düşünceyi daha çabuk değiştirebilirsiniz.
Problemlerinizi sadece düşünmekle kalmayın, çözüm üretmeye de çalışın. Kendinize yapabileceklerinizi sorun. Hatalarınızı öğrenin kendilerinize ders çıkarın. İşinize ya da yaşantınıza devam edin. Böyle yaptığınızda olumsuz düşünceleri durdurmak için sizlere fırsat doğacağını göreceksiniz.