Fizik muayene ve laboratuvar incelemeleri sonucunda, organik bir neden ile açıklanamayan bir çok bedensel yakınmanın bulunduğu bir bozukluktur. Somatizasyon bozukluğu büyük oranda kadınlarda görünmektedir. Sosyo-ekonomik düzeyin düşük olduğu toplum katmanlarında, kırsal kesimde ve doğu ülkelerinde daha yaygın olduğu tahmin edilmektedir.
Somtizasyon bozukluğunun etyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte klasik psikanaltik kurama göre yaşanan iç çatışma ve bunaltı, somatik işlev bozukluğuna döndürülerek ve açıklanamayan bedensel yakınmaları ortaya çıkarmaktadır. Böylece ortaya çıkan belirti, bilinç dışı çatışmanın yarattığı bulantıyı azaltmakta ve hasta ortaya çıkan belirtiler nedeniyle ilgi görmekte, hoşa gitmeyen işlev ve sorumluluklardan kurtulmaktadır. Somatizasyonun, somatize edilen depresyon, maskeli depresyon ya da depresyon eş değer olduğunu savunanlarda vardır. Somatizasyon bozukluğu olan kişilerde, bu sorunları sıklıkla gençlik dönemlerinde başlayan ve yıllarca süren bedensel yakınmaları vardır. Hastalar en çok ağrıdan yakınırlar. Halsizlik, baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı sık görülen diğer belirtilerdir. Yakınmalar hastalar tarafında genellikle anlaşılması güç, renkli ve abartılı bir dille ifade edilmektedir. Bedensel yakınmalar için sıklıkla doktora gitmelerine karşın, depresyon ya da bunaltı eşlik etmediği sürece genellikle ruhsal tedavi için başvuruda bulunmazlar. Gereksiz tıbbi ve cerrahi tedavi uygulamaları bakımından risk altındadırlar. Kronik seyir gösteren yakınmalar ve sık eşlik eden ruhsal bozukluklar; hastanın evlilik, iş ve sosyal yaşantısını olumsuz yönde etkilemektedir.
Somatizasyon bozukluğu tanısı konmadan önce özellikle de yakınmaları 40 yaşından sonra başlamışsa mutlaka fiziksel hastalıklardan ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Somatizasyon bozukluğu kendiliğinden iyileşmenin nadir olduğu kronik seyirli bir hastalıktır. Özellikle yaşam koşularının ağırlaştığı dönemlerde belirtilerin şiddet bulduğu ve yenilerin eklendiği görülür.