Tik istem dışı, hızlı, aralıklı, ritmik olmayan, tekrarlayıcı şekilde bir grup kasın kasılmasıdır. Tik Bozuklukları geniş yelpaze oluşturmaktadır.
Bu bozukluğu taşıyan bireylerde; dezinhibe konuşma, davranış, distraktibilite, dürtüsellik, motor hiperaktivite, huzursuzluk ve obsesif-kompulsif belirtilerini içeren davranışsal sorunlar nedeniyle hastaların yaşadığı rahatsızlığı daha da artırmaktadır.
Tik bozuklukları dört bozukluğu içermektedir.
-Tourette Bozukluğu,
-Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu,
-Gelip Geçici Tik Bozukluğu,
-Başka Türlü Adlandırılamayan Tik Bozukluğu,.
Tik, birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, ritmik olmayan, basmakalıp bir motor hareket ya da ses çıkarmadır. Karşı konamaz bir yaşantı olarak yaşanır ve değişik sürelerle baskılanabilir. Bütün tik çeşitleri stresle alevlenebilir ve oyalayıcı etkinlikler sırasında (örn. okuma ya da dikiş) kaybolabilir. Uyku sırasında belirgin olarak azalırlar. Hem motor, hem de vokal tikler basit ve karmaşık olarak ayrılabilirlerse de sınırları net değildir. Sık görülen basit motor tikler göz kırpma, boyun atma, omuz silkme, surat buruşturma ve öksürmeyi içerir. Sık görülen basit vokal tikler boğaz temizleme, havlama, hırlama, burun çekme ve tıksırmadır. Sık görülen karmaşık motor tikler ise yüz hareketleri, kendine çeki düzen vermeye çalışma davranışları, atlayıp sıçrama, ayağını yere vurma ve koklamasıdır. Yaygın karmaşık vokal tikler konu dışı sözcükleri ya da deyişleri yineleme, koprolali (toplumsal yönden kabul edilebilir olmayan sözcükler söyleme, sıklıkla açık saçık sözcükler), palilali (kişinin kendi seslerini ya da sözcüklerini yinelemesi) ve ekolalidir (duyulan son sesi, kelimeyi ya da cümleyi tekrarlama. Bir diğer karmaşık tik ise ekokinezisdir (başka birinin davranışlarını taklit etme),
Ayırıcı Tanı
Tik bozukluklarının, diğer genel tıbbi durumlarla birlikte bulunan anormal davranışlardan ayırt edilmesi gerekir (örn. Huntington hastalığı, inme, Lesch-Nyhan sendromu, Wilson hastalığı, Sydenham koresi, multipl skleroz, postviral ensefalit ve kafa travması) ya da tikler herhangi bir maddenin doğrudan etkileri ile (örn. nöroleptik tedavisi) oluşan anormal davranışlarla karıştırılmamalıdır. Koreiform davranışlar dans eder biçimde, rastgele, düzensiz, yineleyici olmayan hareketlerdir. Distonik hareketler daha yavaş kıvrılma hareketleridir ve bu olaya uzun süreli kas gerginliği eşlik eder. Atetoid hareketler yavaş düzensiz yazma hareketleridir, sıklıkla el ve ayak parmaklarında olur, ancak sıklıkla yüzü ve boyunu da içerebilir.
Miyoklonik hareketler kısa, ani, kasların bir kısmını ya da grup kası etkileyen eş zamanlı olmayan kasılmalardır. Hemiballismus hareketleri ekstremitelerin aralıklı, kaba, yüksek amplitüdlü ve tek taraflı hareketleridir. Spazmlar basmakalıptır, yavaş ve tiklerden daha uzun sürelidir ve bir kas grubunu içerir. Hemifasiyal spazmlar yüz kaslarının düzensiz, tekrarlayıcı, tek taraflı kasılmalarıdır. Sinkinezis, istemli bir davranışa eşlik eden bir hareketi tanımlar (örn. kişi gözlerini kapatmaya çalıştığında ağız köşesinin oynaması). Bu tanısal ayırım işlemi, genel tıbbi durumun diğer özellikleri düşünüldüğünde ya da bir ilaç kullanımı öyküsünün olması ile daha da kolaylaşır.
Tikler bir ilaç kullanımının doğrudan fizyolojik bir sonucu iseler, tik bozukluğu yerine Başka Türlü Adlandırılamayan İlaçların Yol Açtığı Hareket Bozukluğu tanısı konmalıdır.
Tikler, Basmakalıp Davranış Bozukluğu ve Yaygın Gelişimsel Bozukluklarda görülen basmakalıp davranışlardan ayırt edilmelidir. Basit bir tikin (örn. göz kırpma) basmakalıp hareketin özelliği olan karmaşık hareketlerden ayırt edilmesi oldukça kolaydır. Karmaşık motor tiklerle basmakalıp hareketlerin ayrımı daha zordur. Genel olarak basmakalıp hareketler daha amaçlı ve istemli olan davranışlardır, diğer taraftan tikler daha istemsiz hareketlerdir ve ritmik değildirler.
Tikler, kompulsiyonlardan (Obsessif-Kompulsif Bozuklukta olduğu gibi) ayırt edilmelidirler. Kompulsiyonlar oldukça karmaşıktır ve bir obsesyona tepki olarak gelişirler ve bunların kendi içinde uyulması gereken katı kuralları vardır. Kompulsiyonun tersine tikler daha az karmaşıktır ve obsesyondan kaynaklanan anksiyeteyi yüksüzleştirme amacı yoktur. Bazı bireyler Obsesif-Kompulsif Bozukluğu ve Tik Bozukluğunun belirtilerini (özellikle Tourette Bozukluğunu) birlikte sergileyebilirler, böylece her iki tanı birlikte geçerlilik kazanır. Bazı vokal ya da motor tikler (örn. havlama, ekolali, palilali) Şizofrenide görülen dezorganize ya da katatonik davranıştan ayırt edilmelidir.
Tik Bozuklukları birbirlerinden, süreleri, çeşitlilikleri ve başlangıç yaşları yönünden ayrılabilirler. Gelip Geçici Tik Bozukluğu motor ve/ya da vokal tikleri içerir ve bu en az 4 hafta sürmelidir. ancak birbirini izleyen 12 aydan daha uzun sürmez. Tourette Bozukluğu ile Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu 12 aydan daha uzun sürer, ancak Tourette Bozukluğunda çoğul motor tikler ve en azında bir vokal tik olmalıdır. Bu şekilde birbirlerinden ayırt edilebilirler. 4 haftadan daha kısa süren, 18 yaşından sonra başlayan ya da nadir olarak kişide tek bir motor tik ya da bir vokal tikin görüldüğü durumlarda Başka Türlü Adlandırılamayan Tik Bozukluğu tanısı kullanılabilir.
Tourette Bozukluğu
Tanısal Özellikler
Tourette Bozukluğunun temel özelliği hastalıkla eşzamanlı olarak ya da hastalık sırasında kimi zaman çoğul motor ve bir ya da birden fazla vokal tikin ortaya çıkmasıdır, bu tikler bir yıldan daha uzun süreli bir dönem boyunca hemen her gün günde birçok kez ortaya çıkar. Bu dönem sırasında ardışık 3 aydan daha uzun süreli olarak tiklerin olmadığı bir dönemin olmaması gerekir. Bu bozukluk belirgin sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında belirgin bir bozulmaya neden olabilir. Başlangıcı 18 yaşından öncedir. Tikler bir maddenin (örn. stimülanların) doğrudan fizyolojik etkilerine ya da tıbbi bir duruma (örn. Huntington hastalığı ya da postviral ensefalit) bağlı değildir.
Tiklerin anatomik yerleşimi, sayısı, sıklığı, karmaşıklığı ve şiddeti zamanla değişebilir. Tikler tipik olarak kafayı tutarlar ve sıklıkla gövde, üst ve alt ekstremiteler gibi vücudun diğer kısımlarında da görülebilirler. Vokal tikler şaklama, hırıltı, hırlama, havlama, koklama, tıksırma gibi değişik kelimeleri ve sesleri içerir. Koprolali, karmaşık bir vokal tiktir ve açık saçık kelimeleri konuşmayı içerir, bozukluğun olduğu bireylerin az bir kesiminde (% 10’undan daha az) görülür. Dokunma, diz çökme, volta atma ve fırıldama gibi karmaşık motor tikler olabilir. Bu bozukluğu olan bireylerin ortalama yarısında belirti bir tik atağı şeklinde başlar. Göz kırpma, daha sıklıkla yüzü ya da vücudun diğer yanlarını içeren tikler olabilir. Başlangıç belirtileri dil çıkarmayı, diz çökmeyi, koklama, sekme, boğaz temizleme, kekeleme, sesler ya da sözcükler çıkarma, koprolali ve sıçrama gibi tikleri içerebilir. Bazı olgular ise çoğul belirtilerle başlayabilir.
Eşlik Eden Özellikler ve Bozukluklar
Tourette Bozukluğuna en sık eşlik eden belirtiler obsesyon ve kompulsiyonlardır. Hiperaktivite, dikkatsizlik ve impulsivite de oldukça sıktır. Sıklıkla toplumsal sıkıntı, utanma, kendi kendini yargılama ve depresif duygudurum vardır. Başkaları tarafından reddedilme olur ve toplumsal durumlarda tiklerin olacağı kaygısı nedeniyle toplumsal, okuldaki ve mesleki işlevsellik bozulmuştur. Tourette Bozukluğunun ağır biçimlerinde tikler günlük etkinliklerle (örn. okuma, yazma) içiçe geçebilir ve onların doğal gidişini bozabilir. Tourette Bozukluğunun seyrek görülen komplikasyonları olarak fiziksel yaralanma (kafa sallama ya da irkilmeden dolayı retine dekolmanına bağlı körlük), ortopedik sorunlar (çömelme, boyun atma ve kafa döndürmeye bağlı) ve deri sorunları (çimdiklemeye bağlı) ortaya çıkabilir. Tiklerin şiddeti santral sinir sistemi uyaranları ile alevlenir, bu doza bağlı bir olaydır. Tourette Bozukluğu ile ilişkili olabilecek durumlar, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Dikkat Eksikliğ/Hiperaktivite Bozukluğu ve Öğrenme Bozukluklarıdır.
Tourette Bozukluğu birçok ırkta ve etnik grupta yaygın olarak bildirilmiştir. Bozukluk erkeklerde kızlara oranla 1,5-3 kat daha fazladır. Tourette Bozukluğu yaklaşık olarak her 10.000 kişiden 4-5’inde görülür.
Gidiş
Tourette Bozukluğunun başlangıcı 2 yaş kadar erken olabilir, ancak genelde başlangıç yaşı çocukluk ya da erken ergenliktedir ve tanım gereği 18 yaşından öncedir. Motor tiklerin ortalama başlangıç yaşı 7’dir. Hastalık genellikle yaşam boyu sürer, haftalar ya da yıllar süren remisyonlar olabilir. Çoğu olguda belirtilerin şiddeti, sıklığı ve değişkenliği ergenlikte ve erişkinlik dönemlerinde azalır. Bazı olgularda erken erişkinlikle belirtiler tümüyle kaybolur.
Ailesel Özellikler
Tourette Bozukluğu ve ilişkili bozukluklara olan duyarlılık otozomal dominant geçiş göstermektedir. Duyarlılık sözcüğü, çocuğun genetik ya da yapısal olarak Tik Bozukluğuna yatkınlık oluşturacak genetik maddeyi taşıdığını belirtmektedir. bozukluğun kesin tipi ya da şiddeti kuşaklar arası farklılık gösterebilir. Genetik duyarlılığı taşıyan herkesin Tik Bozukluğu belirtilerini sergilemesi beklenmez. Gen taşıyıcı kadınlarda geçiş % 70, erkeklerde ise % 99’dur. Duyarlılığın ortaya çıkış şekilleri, Tourette Bozukluğu, Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu, Obsessif Kompulsif Bozukluğun bazı şekilleri ve belki de Dikkat Eksikliği//Hiperaktivite Bozukluğudur. Tourette Bozukluğunun yaklaşık % 10’unda ailesel özellik bulunmaz. Bu genetik olmayan Tourette Bozukluğu ya da başka bir tik olan bireyler sıklıkla başka mental bozukluğu (örn. Yaygın Gelişimsel Bozukluk) ya da tıbbi bir bozukluğa (örn. konvülsiyon bozukluğu) sahiptirler.
Tik Bozukluğunun nedenleri, genetik ve sosyal faktörler, stres ve kaygı, aşırı kontrolcü ve baskıcı aile tutumları, sürekli çocuğa karşı davranışsal eleştiri, arkadaşlarıyla ya da kardeşleriyle kıyaslanma, aile içi şiddet, sorunlar ya da problemler, kaygı veren ve güvensiz bir ortam, kardeş kıskançlığı, çocuğun ailesinin sürekli çocuğun tikleri üzerine dikkat çekmesi, bazı araştırmalar sağlıksız beslenmenin tik bozukluğuna neden olabileceğini, belirtiyorlar.
Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu
Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğunun temel özelliği tek ya da çoğul motor ya da vokal tiklerin olmasıdır, ancak her ikisi birlikte bulunmamalıdır. Çoğul motor ve bir ya da daha fazla vokal tikin birlikte olması gereken Tourette Bozukluğundan farkı da budur. Diğer önemli özellikleri Tourette Bozukluğu ile aynıdır. Tourette Bozukluğu ölçütlerinin karşılandığı durumlarda Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu tanısı konmamalıdır. Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğunun diğer özellikleri, belirtilerin daha az şiddette ve işlevselliğin daha az bozulması dışında, genel olarak Tourette Bozukluğu ile aynıdır. her ikisi de sıklıkla aynı ailelerde rastlandığı için Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozuklukları ile Tourette Bozukluğunun genetik olarak birbirine yakın olduğu düşünülmektedir.
Geçici Tik Bozuklukları
Geçici Tik Bozukluklarının en önemli özelliği tekil ya da çoğul motor ve/ya da vokal tikin bulunmasıdır. Bu tikler en az 4 hafta süreyle hemen her gün günde birçok kez ortaya çıkmakta, ancak ardışık 12 aydan uzun süreli olmamaktadır. Diğer önemli özellikler Tourette Bozukluğu ile aynıdır. Tourette Bozukluğu ve Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu tanı ölçütleri karşılanıyorsa Geçici tik Bozukluğu tanısı konmaz. Bozukluğun diğer özellikleri genel olarak Tourette Bozukluğu ile aynıdır, ancak belirtilerin ağırlığı ve işlevsellikteki bozulma Tourette Bozukluğundan daha azdır.
Başka Türlü Adlandırılamayan Tik Bozukluğu
Bu kategori, özgül bir Tik Bozukluğunun tanı ölçütlerini karşılamayan tiklerle giden bozukluklar içindir. Örnekleri arasında, 4 haftadan daha kısa süren ya da 18 yaşından sonra başlayan tikler vardır.
Tedavi ve Gidiş
Tik bozukluğu tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Çocuklarda görülen tik ve takıntılar, yaşam boyu çocukların ruhsal ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyen bir durumdur.Çocuk tiklerini belirgin durumda ortaya çıkarıyorsa bunun nedenleri ve sebeplerinin araştırılması gerekmektedir. Her davranış, olay ya da tikin mutlak bir nedeni vardır. Ailenin çocuktaki tiklere müdahalesi sonrası ortaya daha fazla gerginlik oluşumuna ve sonuçta tiklerin artışını tetikler. Bu bakımdan ailenin desteği belirleyicidir. Cezalandırma yöntemi kesinlikle yanlış bir davranış ve kullanılması uygun olmayan bir yöntemdir. Tik bozuklukları tedavisinde aile, okul, öğretmen ve tedavi ekibinin işbirliği ile çözülmelidir.
Tik bozukluklarında gidiş genellikle iyidir, zaman zaman artış ve azalmalar gösteren Tik Bozuklukları 19-20 yaşlarına doğru giderek hafiflerler. Gidişi kötüleştiren etkenler arasında, birlikte görülebilen bozukluklar (özellikle Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu, Obsesif-Kompulsif Bozukluk), tik şiddetinin yüksek olması, yetersiz aile desteği, çeşitli madde kullanımları ve bazı kronik hastalıklar sayılabilir. Erişkinlikte OKB ve depresif bozukluklar tabloya eklenebilir. Tik Bozukluklarının %30-40’ı geç ergenlik döneminde tam iyileşme gösterebilir. %30’unda belirgin azalma olur. %30’unda ise erişkinlikte aynı belirtilerin devam ettiği görülür.